Can Dündar’ın hazırladıgı ve TRT’de yayınlanan, büyük Türk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu belgeseli: Küçük Dünyam.
1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Annesi Gülizar, babası “Karaca” lakaplı Ahmet adında bir çiftçiydi. Veysel’in iki kız kardeşi, yörede yaygınlaşan çiçek hastalığına yakalanarak yaşamlarını yitirdi. Ardından Veysel de yedi yaşında aynı hastalıktan dolayı bir gözünü kaybetti. Kendi anlatımına göre;
Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına göstermeğe gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kayarak düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım… Çiçek zorlu geldi. Sol gözüme çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan.
Babasının, Âşık Veysel’e oyalanması için aldığı sazla önce başka ozanların türkülerini çalmaya başladı.1933 yılında tanıştığı Ahmet Kutsi Tecer’in teşvikleriyle kendi sözlerini yazıp söylemeye başladı.
Âşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan Âşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşarak Köy Enstitüleri’nde saz hocalığı yaptı. 1965 yılında özel kanunla maaş bağlandı. 1970’li yıllarda Hümeyra, Fikret Kızılok, Esin Afşar gibi bazı müzisyenler Âşık Veysel’in deyişlerini düzenleyerek yaygınlaşmasını sağladı. Şarkışla’da her yıl adına şenlikler yapılır.
Eserlerinde Türkçe’si yalındır. Dili ustalıkla kullanır. Yaşama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk şiirlerinde iç içeydi. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler yönelttiği şiirleri de vardır. Şiirleri, Deyişler (1944) , Sazımdan Sesler (1950) , Dostlar Beni Hatırlasın (1970) isimli kitaplarında toplandı. Ölümünden sonra Bütün Şiirleri (1984) adıyla eserleri tekrar yayınlandı.
1973 yılında akciğer kanseri sonucunda vefat etti.
Benzer Yazılar
E-Bülten Aboneliği
* blog.veliman.com'a eklenen yeni içerikler ile ilgili e-posta alacaksınız.
Yağmur yağar akasyalar ıslanır Ben yağmura deli buluta deli Bir büyük oyun bu yaşamak dediğin Beni ya sevmeli ya öl… https://t.co/wWN2JARwRz
FollowDüşerken duramazsın, susarken anlatamazsın Belki de.. ne bileyim ben.. Uzaksan duyamazsın, bıraksan bulamazsın Ner… https://t.co/xFJeeCkRFr
FollowBirçoğumuz öldü ama heyecan var hala Solgun göz kapaklarından düştüm yine ayaktayım Haklıyım, balık gibi Tutulm… https://t.co/iB0frlWwCt
FollowVedalaşmak da zor iştir biliyor musun? Oturursun geminin kıçına, Bakarsın sevdiklerine, Gittikçe ufalırlar, ufalırl… https://t.co/9VaE80QM2F
FollowTirat
Masum – Haluk Bilginer Efsane Tirat
96, İzmir. “Pınarbaşı” gazinosu. Biz bulgarın damında rakı içiyorduk seninle. İki el silah sesi diye geçtiler telsizden. Senin karın o…